Kişisel ve toplumsal düzeyde örneklerine en sık rastladığımız, zihinlerimizin dengesini bozan, acı çekmemize yol açan üç zehirden sözedebiliriz. Bunlardan en temel olanı kapalı dünya görüşü. Çevresindeki tüm olaylara, olası en dar çerçeveden yaklaşan, kendini büyük bir sistemler zincirinin parçası olarak değil, çevresiyle çatışan, çıkarlarını elde etme çabasında tekil bir varlık olarak gören dünya görüşü, giderek insanı yalnızlaştırır. Çevresine karşın hayatta kalmaya çalıştığını düşünen biri, zaman içinde savunduğu bütün değerleri kaybeder ve geçmişte dayanışma içinde olduğu kişilere bile saldırabilir. Tek amacı başkalarını ezip ayakta kalmak olduğu için, birileriyle dayanışma içinde göründüğü zaman bile, “düşmanımın düşmanı dostumdur” anlayışıyla kirli bir çıkar oyunu oynar. Yalan, örtbas etme, saptırma, yanıltma taktiklerine başvurur ve en başta yanılgı içinde olanın kendisi olduğunu farkedemez duruma gelir. Kapalı dünya görüşünün toplumsal düzeydeki yansımasını ...