Ana içeriğe atla

Dört Farkındalık Temeli Meditasyonu ve Düşünme Etkinliği



Meditasyon kelimesinin kökenini araştırdığımızda Eski Yunanca medomai, Latince meditatio kelimeleriyle karşılaşıyoruz.  Bu kelimenin kökü “med”, ölçüp değerlendirme, öğüt verme ya da iyileştirme anlamlarını taşıdığı kadar, düşünme, söylem üretme, bir konu üzerinde derinlemesine çalışma gibi anlamlara da geliyor. Aslında zaman içinde çok farklı karşılıklar atanmış bir kelime. Öyle ki bazan Eski Yunanca ve Latince’deki anlamının tamamen zıddına dönüştüğünü görüyoruz. Çünkü günümüzde meditasyon kelimesi, yaygın olarak  “zihni düşüncelerden arındırmak, boşaltma” ya da “düşünceleri durdurma” çabası anlamında da kullanılıyor.
Sözü fazla uzatmadan söylemek gerekir, zihni tüm düşüncelerden arındırmak, boşaltmak imkansız olduğu gibi, geleneksel dört farkındalık (sati) temeli meditasyonunda  amaçlanan da, böyle bir “arındırma” ya da “durdurma” değil. Meditasyon, bütün düşünceleri durdurmak olarak  tanımlandığında,  zihinsel çalışmanın çok önem verilen bir pratik olduğu günümüzün toplumunda, meditasyon uygulamalarına yabancı olanlarca anlamsız, imkansız, hatta zararlı bir çaba sanılabiliyor.  Zihnin inceleme, yargılama, değerlendirme gibi düşünsel yeteneklerine, dört farkındalık temeli meditasyonu uygulamasında da aynı ölçüde önem verildiğini söylemek yanlış olmaz. Bu uygulamada zihinsel yeteneklerimizle ilgili farklı bir bakış açısı kazanırken, aynı zamanda bu yetenekleri geliştirmemiz mümkün olur.
Dört Farkındalık Temeli Meditasyonunun Düşünmeyle İlişkisi 
Dört farkındalık temeli meditasyonunun geleneksel kökeni, Budist öğretiler arasında yer alan Satipatthana Sutta’ya dayanır. Satipatthana, sati, farkına varmak, ayırdetmek ve patthana, yani temel ya da upaṭṭhāna, yani varoluş kelimelerinin birleşiminden oluşur. Farkındalığın temelleri ya da farkındalığın varoluşu anlamına gelir. Bu meditasyon biçimi, hem Theraveda hem de Mahayana Budist okullarında, çeşitlilik gösteren yorumlarla uygulanır. 
Bu meditasyonda farkındalığın çevrileceği dört ayrı temel:
1)      Beden (nefes, duruş, hareketler),
2)      Duygular (olumlu/ olumsuz, kayıtsız)
3)      Zihnin çalışması
4)      Dharma, yani yaşama ilişkin deneyimlerin ve gözlemlerin Budist öğretiler ışığında değerlendirilmesinden oluşur.  
Görüldüğü gibi, dört farkındalık temeli  meditasyonunun temellerinden son ikisi, düşünceler ve düşünme etkinliğiyle ilgili. Bu meditasyonlarda dışsal ve/veya zihinsel koşulların etkisiyle kendiliğinden ortaya çıkan, zihnin istem dışı çalışması sonucu ürettiği tepkisel düşünceler, farkındalığı sağlayan bilinçli zihinsel etkinlikler sayesinde  gözlemlenir, nitelikleri anlaşılır. Tepkisel zihin akışı daha sakin ve bilinçli olarak gözlemlenebilir hale gelince, dharmalar üzerine çalışma yapmak mümkün olur.
Bazı Türkçe kaynaklarda dört  farkındalık temeli meditasyonunun beden ve duygulara ilişkin temelleri daha ayrıntılı açıklanırken, zihnin çalışması ve zihinsel oluşumlar temellerinin yüzeysel olarak ele alındığı görülebilir. Bu önemli bir eksiklik. Bu yüzden sözkonusu iki temelle ilgili daha kapsamlı yazılara yer vermeyi düşünüyoruz.
Zihnin Çalışmasına İlişkin Meditasyon
Zihnin çalışmasıyla ilgili meditasyon sırasında, koşulların etkisiyle ortaya çıkan tepkisel düşünceleri izleme ve farketme, böylece dikkati zihnin hareketlerine yoğunlaştırmada ustalık kazanma amaçlanır. Düşünceleri sadece izleme, bir süre sonra, birbiri ardına zihni dolduran düşünce akışının yavaşlamasına ve sakinleşmesine yol açar ve dikkati odaklama yeteneği gelişir. Bu aşamadan sonra düşüncelerin içeriği, özellikleri ve ortaya çıkış koşulları, belirli ölçütlere göre incelenebilir.  Satipatthana Sutta’nın düşüncelerin içeriğini incelemek için belirttiği ölçütler, arzulara, hırslara, nefret ya da öfkeye, yanılsamaya, kibire, duyumsallığa, takıntılara, bağımlılıklara ilişkin olup olmama, dağınıklık, odaklanmışlık, sakinlik gibi özelliklerin bulunup bulunmamasıdır.
Görüldüğü gibi, bu uygulamada düşünceleri durdurmaya çalışmak, düşünmemek için çaba göstermek sözkonusu olmadığı gibi, düşüncelerin ortaya çıkışına izin verilmelidir ki, özellikleri incelenebilsin. Aslında bu uygulamada zihnin düşüncelerin farkına varmasını sağlayan bir tür bilinçli zihin etkinliği sözkonusudur.
Dharma Meditasyonu
Dharma kelimesinin, Satipatthana’nın bu bölümünde, öğretiler anlamında kullanıldığı görülüyor.   Örneğin Buda öğretilerinde yer alan beş zihinsel engel, varlığımızı oluşturan beş bütünlük, aydınlanma, dört yüce gerçek gibi kavramlar üzerinde deneyim ve gözlemlere dayalı inceleme yapmayı amaçlayan bu meditasyon, deneyimlerimiz üstüne analitik düşünmeyi gerektirir.  Temel yöntem, yine farkına varma, izleme ve gözlemden oluşur.  Amacımız, ezberci eğitim sisteminde görüldüğü gibi sadece belli kavramları faydacı bir itkiyle ezberlemek ve tekrarlamak değil, daha geniş bir bakış açısıyla anlayışımızı ve yaşama tarzımızı geliştirmektir. Bu kavramların kendi deneyimlerimizle ilişkisini kurmamız, bunların hayatımızı nasıl etkilediğini görmemiz mümkün olur.
Beş zihinsel engel, zihnin sağlıklı çalışmasını engelleyen durumlardır. Bunlar beş duyuya ilişkin istekler, olumsuz duygular (nefret, kaçınma, düşmalık vb.) uyuşukluk, huzursuzluk ve güvensizlikten oluşur.
Varlığımızı oluşturan beş bütünlük, beden, beş duyu, algı, zihinsel oluşumlar ve bilinçtir.
Aydınlanma, Satipatthana’da Aydınlanmaya İlişkin Yedi Öge olarak ele alınır. Bunlar farkındalık, inceleme, enerji, neşe, sakinlik, dikkati yoğunlaştırma ve dengelilikten oluşur.
Dört yüce gerçek, temel bir öğreti olduğu için ayrıntılı incelenmeyi hakeden bir konudur. Konuyla ilgili Türkçe’de yer alan, Dalai Lama’nın aynı adlı kitabı ve Thich Nhat Hanh’ın  Buda’nın Öğretisi kitapları okunabilir. Acı çekme, eksiklik duygusu ve hoşnutsuzluk, acı çekmenin, eksiklik duygusu ve hoşnutsuzluğun kaynağının hırs, bağımlılık ve takıntılar olması, acı çekmekten ve hoşnutsuzluktan kurtulmayı mümkün kılan sekiz katlı yol olarak özetlenebilir.
Satipatthana Sutta’da kişinin düşüncelerin akışını yavaşlatma ve bilinçli düşünebilme yetenekleri, kendi varlığını ve çevresindeki varlık ve olayları açıklamaya ve belirli bir dünya görüşüyle buna uygun yaşama tarzını oluşturma çabasına yöneltilirken, çoğu modern farkındalık meditasyonu öğreticileri, Budist öğretilerin incelenmesi yerine, gerginliği azaltma, duygusal çöküntüyü, bunalımları, çeşitli bağımlılıkları önleme, akademik çalışmalarda ya da zihinsel çalışma gerektiren diğer işlerde başarıyı arttırma gibi amaçlara daha çok vurgu yapıyor. Ancak bu amaçları gerçekleştirmek için de sözkonusu öğretileri günümüze uyarlayarak bunlardan yararlandıklarını görüyoruz.
Meditasyondan sözederken, özellikle zihnin bilinçli düşünme ve sorgulama yeteneğine şüpheyle yaklaşan tutumlara dikkat etmek gerekiyor. Genellikle bu şüpheci yaklaşım, tepkisel zihin etkinliğiyle bilinçli zihin etkinliğinin ayrımını gözardı eden yüzeysel bir anlayıştan kaynaklanıyor ya da ezberci ve faydacı eğitim sisteminden geçen bireylerin bu olumsuz deneyimi,  tüm düşünsel etkinliklere şüpheyle yaklaşmaya yol açabiliyor. Tepkisel ve sorun yaratan düşünce biçimlerinin varlığı yüzünden, sorun çözmenin ve anlayış geliştirmenin vazgeçilmez koşulu olan bilinçli zihin etkinliklerinden de uzaklaşmak, tepkisel düşünme tarzının tipik bir örneği olarak gösterilebilir. “Zihni düşüncelerden arındırmak” gibi fikirler de, kolaycı, aşırı genelleyici ve yeterince araştırmaya dayanmayan böyle bir düşünsel etkinliğin ürünü olarak karşımıza çıkıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Farkındalığın Tanımı - Thanissaro Bhikkhu

Nefes farkındalığı ne anlama gelir? Çok basit bir şey: nefesi akılda tutmak. Her nefes aldığınızda ve verdiğinizde nefesi hatırlamak. “Farkındalık” (mindfulness) terimini Pali dilindeki sati kelimesini çevirmek için oluşturan İngiliz akademisyen, büyük olasılıkla “başkalarının ihtiyaçlarını sürekli akılda tutmaktan” (be ever mindful of)   sözeden Anglikan duasından esinlenmişti. Ancak “farkındalık” sözü, Hristiyanlığa ilişkin bir kökenden geliyor olsa da, Buda da dört farkındalık temelini ( satipatthana) içeren meditasyon uygulamasında satiyi, akılda tutma yetisi olarak tanımlamıştı. “Farkındalık yetisi nedir? Bir bhikku ya da öğrenci, farkında olduğu zaman son derece dikkatlidir ve   çok uzun zaman önce yapılmış ve söylenmiş [öğretiyle ilgili] konuları aklına getirip hatırlayabilir. (Bu noktada dört farkındalık uygulaması formülü anlatılıyor:) Bedene, sadece bedenin kendisi içinde ve bedenle ilgili olarak, dış dünyayla ilgili hırs ve kaygıları bir kenara bırakıp, is...

Ya Asıl Önemli Olan Sıradan Deneyimlerimizse

  https://secularbuddhistnetwork.org/what-if-our-ordinary-experience-is-all-that-matters/   Aşağıdaki yazı Stephen ve Martin Batchelor’un bir inziva sırasında yaptığı dharma konuşmalarından derlenen “What is this; ancient questions for modern minds” (Bu Nedir; modern zihinler için kadim sorular) adlı kitaptan alınan bir bölümdür.  Kitap The Tuwhiri Project tarafından basıldı. 2018’de kurulan The Tuwhiri Project seküler dharma çalışması yapan kişi ve topluluklar için eğitsel kaynaklar üretiyor ve zor bir dünyada anlam bulmaya çalışanlara yardım ediyor. Şu anda kendimizi nerede bulduğumuzla başlayacağım. Sizin nerede bulunduğunuzu bilmediğim için de korkarım kendimden söz etmek zorundayım.  Şu anda deneyimlediğim şey, ne zaman bir mindere oturup olan bitenlere dikkat etsem karşılaştığım şeyle aynı. Yine de her seferinde deneyimlediğim şey her neyse bunu kelimelerle ifade etmekten tamamen aciz kaldığımı görüyorum. Seon [Korece: Zen ya da Dhyana] meditasyonu ya da sadece...